SIK SORULAN SORULAR
Diyabet, kan şekerinin kronik olarak yüksek olduğu bir metabolik hastalıktır. Tip 1 ve Tip 2 olarak iki ana türü vardır.
Sık idrara çıkma, aşırı susuzluk, sürekli açlık hissi, ani kilo kaybı, bulanık görme, ve yorgunluk.
Açlık kan şekeri testi, oral glukoz tolerans testi ve HbA1c testi ile teşhis edilir.
Tip 1 diyabet, pankreasın insülin üretmemesi nedeniyle ortaya çıkar. Tip 2 diyabet ise vücudun insüline karşı direnç geliştirmesiyle oluşur.
Dengeli bir diyet, liften zengin gıdalar, tam tahıllar, sebzeler, meyveler, protein ve sağlıklı yağlar önerilir.
Egzersiz, kan şekeri seviyelerini düşürmeye ve insülin duyarlılığını artırmaya yardımcı olur.
Tip 1 diyabetliler insülin kullanmak zorundadır. Tip 2 diyabetliler diyet, egzersiz ve ilaçlarla yönetilebilir, ancak bazıları da insülin kullanabilir.
Kalp hastalığı, böbrek hasarı, sinir hasarı, görme kaybı, ayak sorunları gibi komplikasyonlar gelişebilir.
Tip 1 diyabetten korunmak mümkün değilken, Tip 2 diyabet sağlıklı yaşam tarzı seçimleriyle önlenebilir veya geciktirilebilir.
Tatlı tüketimi sınırlı olmalı ve diyabet yönetim planına uygun olarak yapılmalıdır. Şeker alternatifleri kullanılabilir.
Diyabet ilaçları, kan şekerini kontrol altında tutmaya yardımcı olur. İnsülin veya oral ilaçlar kullanılabilir.
Diyabet, retinaya zarar vererek diyabetik retinopatiye neden olabilir, bu da görme kaybına yol açabilir.
Hamilelik sırasında ortaya çıkan geçici bir diyabet türüdür. Doğum sonrası genellikle düzelir, ancak risk taşır.
Evet, diyabet ayak sinirlerine ve kan dolaşımına zarar vererek enfeksiyonlara ve yaraların iyileşmemesine yol açabilir.
Evet, özellikle Tip 1 diyabet çocuklarda yaygındır, ancak Tip 2 diyabet de artan oranda görülmektedir.
Kan şekeri düzenli olarak glukometre ile ölçülmeli ve doktorun önerdiği aralıklarda tutulmalıdır.
Diyet, egzersiz ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı değişiklikleri diyabetin kontrolünde büyük önem taşır.
Diyabet hastaları düzenli olarak, genellikle 3-6 ayda bir, doktor kontrolüne gitmelidir.